NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
آدَمَ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ عَيَّاشٍ
عَنْ زَيْدِ
بْنِ عَلِيٍّ
عَنْ أَبِيهِ عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ بْنِ
أَبِي
رَافِعٍ عَنْ
عَلِيٍّ
قَالَ ثُمَّ
أَرْدَفَ
أُسَامَةَ
فَجَعَلَ
يُعْنِقُ عَلَى
نَاقَتِهِ
وَالنَّاسُ
يَضْرِبُونَ
الْإِبِلَ
يَمِينًا
وَشِمَالًا
لَا يَلْتَفِتُ
إِلَيْهِمْ
وَيَقُولُ
السَّكِينَةَ
أَيُّهَا
النَّاسُ
وَدَفَعَ
حِينَ غَابَتْ
الشَّمْسُ
Ali (r.a.)'den; demiştir
ki:
Sonra Üsâme'yi terkisine
aldı ve devesini âdi yürüyüşte sürmeye başladı. Halk ise, develerin
sağına-soluna vurmaktaydılar. Resulullah (S.A.V.) onlara dönüp bakmadan:
"Ey insanlar! Sakin
olunuz" diyordu güneş batınca (Müzdelife'ye ) hareket etti.
İzah:
Tirmizî hac; Ahmed b.
Hanbel, I, 75, 157; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, V, 122.
"Rasûlullah
(S.A.V.) onlara dönüp bakmıyordu" cümlesi Tirmizi, İmam Ahmed ve
Beyhâkî'nin rivayetlerinde "Resûlullah ı (S.A.V.) onlara bakıp
diyordu:.." şeklindedir. Bu durum rivayetler arasında çelişki bulunduğu
anlamına gelmez. Çünkü Resul-i Ekrem bazan dönüp onlara bakmış bazan da hiç
dönüp bakmamıştır. Resul-i Ekrem'in onlara dönüp baktığını gören kimseler;
"Resul-i Ekrem onlara dönüp bakıyordu" diye rivayet ederlerken dönüp
baktığını görmeyen kimseler de "onlara dönüp bakmıyordu" şeklindedir.
Bununla beraber metinde geçen bu "Resülullah (S.A.V.) onlara dönüp
bakmıyordu" cümlesine "Resûlullah onların bu şekildeki acele
yürüyüşlerine bakmadan ve aldırış etmeden devesini normal yürüyüşle
sürüyordu" şeklinde mânâ vermek de mümkündür.